Türkiye’nin çok önemli kurumlarından birisinde yeni nesil iş zekası üzerine bir toplantıda idik. Nitekim sohbet ve sunumlar sonrasında konu binlerce kullanıcıya açıılması muhtemel yapılar üzerinde tartışılırken, yapılan bazı yorumlar dikkatimi çekti ! Yorumda kendilerinin son kullanıcı olarak görülen bilgiyi açmaya çalıştıkları kitleye, çok
statik bir şekilde bazı raporların önceden hazırlanmış ve yorumlanmış bir şekilde önlerine koymaya çalıştıklarını söyledi. Nitekim daha önceki tecrübelerinde çok fantazi ekran veya kullanımların kullanıcıyı işinden öte ekran başında zaman geçirip, asıl işi olan sahadan alıkoyduğuna şahit olduklarını iletti. Bizler bugün 2010 yılı ve sonrasını konuşurken son kullanıcı kitlesinin artık kolluklarla çalışan muhasebecil gibi (saygımız sonsuz :)) facebook, blog, twitter, internet 2.0 dünyasını çok çok aktif kullanan deyim yerindeyse dış dünya ve bilgi ile sürekli iletişim halinde olan bir kullanıcıya dönüştüğünü konuşmuyormuyuz ? Peki performans beklenen bu kitlenin önüne kendisine dair veri ortamı açılması gerekirken, onun kendi performasını artırma veya sorunları analiz etmesi beklenirken, bu yorum ne anlama geliyor ? Analiz etme, kurcalama ben senin yerine bakarım, sadece 3-5 rapor al geçmişe bak devam et demek mi? Peki bunu söyleyen çok tecrübeli bir C-Level bir yöneticinin bu yorumunu gözardı etmek mümkün mü ? Tabiki değil, fakat şahsi fikrim, çok tutucu düşünüldüğüdür. Bu örneği cep telefonları çıktığında hepimizin belirli bir yaşın üzerindeki ebevynlerimize ilk aşamada kullanımını öğretmede yaşadığı zorluğu ama ilerleyen zamanlarda hayatımızın bir parçası haline gelmesidir.
Bugünün dünyasında bu tür statik yaklaşımlarla ilerlemek mümkün değildir. Bu şekilde bir yaklaşım çalışıyor olsa, bugün binlerce kişi çalışan kurumları belirli kitlelerin yönettiği üst birimlerle yönetmek ve performanslarını artırmak mümkün olurdu. Oysa ilaç sektöründe sahadaki tıbbı mümessil gibi,
sigorta şirketlerinde sahadaki police imzalayan, FMCG de dükkan dükkan gezen satış arabası gibi , performans artırımı mutlaka ve mutlaka SON nokta olan kullanıcıdan geçer. Hiç süphe yokki merkezi birimlerin tayin ve optimize edilen performans yönetim ve monitörleme Sistemleri, yeni yaklaşımları performansa etki etmekle birlikte, stratejiyi hayata geçiren yine bus aha birimleridir. Dolayısıyla bu saha birimlerine kendilerini bile ölçemedikleri bir sistem sunmadığınız yada onları bu aşamada zorlamadığınız takdirde-hatta teknoloji ile beslemediğiniz takdirde” bugün 1 numara olan yerinizi çok hızlı kaybetmeniz süpriz olmaz . ” Technology enables business” artık çok ciddi bir anlam taşımaktadır. Yılların tecrübesi bu yöneticiyi kesinlikle inkar etmiyor ama deyim yerindeyse biraz “challenge “ etmek istiyorum. Bilgi paylaştıkça anlam ifade etmiyor mu? Yaşanan tecrübelerin hepsinin önlemleri uygun pratik yaklaşımlarla mümkün. Siz siz olun, bırakın verileri asıl sahibine.. Gartner'in dediğini, "veriye paranız gibi davranın. yatırım yapmaz yani kullanmaz iseniz, değeri geçer gider" :) Bakmayın halen şeffaf değiliz, bir praitk örneği daha kısmet olursa paylaşıcam. Şimdiden tiyo bir cümle vereyim " Evet herkes hiç bir veriyi manipüle edemesin, tabi Genel Müdür Yardımcılarına kadar !" :) Bana Mark Twain'in sözünü yine hatırlatıyor " Get your facts first, then you can do whatever you like " :)
İş Zekası sektörüne fokus çalışan birisi olarak kendi günlük efor ve aktivitelerim yada sektördeki proje, gelişmeler, makaleler veya hayata dair paylaşmak istediğim, arzu edenlerin referans alabileceği bir sayfa olmasını istedim. Bugün sektördeki en büyük sorunun bilgi paylaşımı ve uzmanlık eksikliği olduğu düşünüldüğünde;hepimizin birbirimize öğretecek bir tecrübesi olduğuna inanıyorum. Burada teknik yaklaşımdan öte,asıl eksik iş zekası felsefini oluşturacak bilgileri paylaşmak amacındayım.
7 Nisan 2010 Çarşamba
Kimin verisini kimden saklıyoruz ?
Bugün karşılaştığım önemli bir gözlemimi hemen paylaşmak istedim.
Etiketler:
BusinessIntelligence,
givemydata,
İşZekası,
MuzafferYöntem
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder