13 Nisan 2010 Salı

Denemekten ve başarısızlıktan korkmamak lazım!!




"I never look at the consequences of missing a shot. When you think about
the consequences you think of a negative result "  Michael Jordan


İş zekasına dair yada herhangi bir proje kararını verirken de kurumları korkutan durumlar söz konusu. Nitekim korkunun ecele faydası olmadığını düşünürsek önemli olan gerekli olan pratik ve akılcı aksiyon, hazırlıkları yaptıktan sonra bunu denemek tabiki. Jordan 'nın sözüne refere edecek olursak kurumsal çerçevede yeteri kadar "fit" olursak, gerisi cesaret ve pratik işi. Ben şahsen son zamanlarda genelde söylediğim bir cümle var, "Tarih ya kahramanları yani büyük başarıları yada büyük başarısızlıkları yazar", nitekim etliye süylüye dokunmayarak nereye kadar!..Bu yüzden insiyatif alıp cesaretli ama doğru düşündükleri için bizlerle proje yapan kişileri manen ilave destekliyorum.Zaten başarılı projelere baktığınızda da genelde herkesin yaptığını aynen taklit edenler değil, bir yerinde bir karar bir cesaret örneği vardır genelde.

Diğer yandan jordan'ın ilkesini aslında özel hayatımızda da uygulamak lazım, ben üzerine gidiyorum; dedim ya pratik işi :) . Jordan'da yukarıdaki smaçını sanırım ısınmadan küçük denemeler yapmadan yapmıyordur dimi?

10 Nisan 2010 Cumartesi

Hayat/iş Dersleri - Work-Life Lessons From Peter Drucker


Modern yönetim tekniklerinin babası, MBA ve tüm yönetim derslerinde  kitaplarıyla, makaleleriyle büyüdüğümüz  Peter Drucker'dan gerçekten güzel bir özet gelmiş. Tavsiyelerinde iş ve organizasyon yaşamında büyümenin ve kredibiletinin aynı  zamanda kişisel anladamki gelişimini dış dünya ile iş haricinde de nasıl paylaştığını veya paylaşılması gerektiğini özetliyor. İçimden bir ses çok samimi , her ne kadar bu alanda guru olsada hafiften keşkeleri de içeren tavsiye niteliğinde bir yazı olduğunu düşünüyorum. 

Günümüz dünyasında bilgi saklamanın özellikle pozisyon kaygısı yaşayan küçük düşünenlerce çok kullanıldığı ortamda ancak, yıllar veya kimi zaman sorunlarla karşılaşınca ancak Drucker'in makalesinin anlaşılabileceğine inanıyorum. Unutmamak lazım; insanın büyümesi ve gelişmesi için sadece yılların geçmesi değil aynı zamanda, kendini değerlendirebilmesi, anlaması ve aslında da zorlaması  gerekir. Özellikle inanılmaz şekilde bir değişimin yaşandığı internet çağında, kişisel egolarımızın, bulunduğumuz ortamların ve daha bir çok etken iş veya özel hayatımıza etkisi artık eskisi gibi olmamasını zorunlu kılıyor.!

Ne diyordu reklamda; çok çalışmam lazım çok :)

Work-Life Lessons From Peter Drucker - Careers


Madde-1 : Kendi kendini geliştirme pratiği : Sadece iş değil iş dışında da hayatımızı düşünmemizi, nereye gitmek istediğimize istinaden kendimiz ile ilgili olarak başkalarının değil, kendi kendimizin planını yapmamız gerektiğini söylüyor. Doğru değil mi? Aslında bizi bizden daha iyi bilecek kaç kişi olabilir ?

Madde-2 :Size özel eşsiz güçül yanlarınızı tanımlama ve onları daha da geliştirme: Bugün en çok hayata düşülen konulardan biriside, kendi güçlü yanlarımızdan öte zayıf yanlarımıza fokus oluruz. Aslında dışarıdan baktığımızda , zayıf yanları güçlerinmenin yanında güçlü yanlarımızı dada iyi eşssiz hale getirme olasılığı gerçekten daha fazladır. %100 katılıyorum!


Madde-3: Aynı zamanda ikinci veya paralel bir kariyeri hayata geçirme: Bir süredir üzerinde düşündüğüm bir konu idi aslında. Bu konuyada gönülden katılıyormu, ister gönüllü bir iş olsun ister hobi ister başka bir şey. Kendimizi bir başka alanda da değerlendirme ve geliştirme imkanı için önemli. Öğretmek, ders vermek gerçekten ego değil ama bir değer yaratmak için bence çok çok önemli. İyi bir öğretici olmadığımı düşünerek bu alanda da uğraşıyorum.Sabır:)

Madde-4 : Cömerlik yada vericiliğinizin pratiğini yapmak : Tabi zorla olacak bir konu değil ama sanki süreki önünden geçip gözardı ettiğiniz bir dilenciye para vermek gibi hissetmemek lazım. Gerçetkten arzulanan belki fırsat belki durum olmadığından yapamadığımız göstermediğimiz bu yanımıza fokus olmaktan bahsediyor. Genel biir konu açıyor ve bize fırsat veriyor, birşeyler yapın bu konuda..katılmamak eldemi..?
 
Madde- 5: Öğretme ve öğrenme: Hayat bu konuda başlı başına bir öğrenim ise, sürekli öğrenmeye ve gelişime  inanıyor Drucker. Bu konuda öncelikler isterler, arzular değerlendirip, aksiyona geçmemizi öneriyor...

Ne diyim bu adamı çok sevip gıptayla izleyen, okuyan  birisiyim onu. Çok tipik olacak ama son yıllarda Drucker kadar yönetim dünyasına katkıda bulunup iz bırakacak biriside gelmedi, umarım yeniler çıkar.  En sevdiğimde son sözü  ;

“The best way to predict the future is to create it " 

Hadi başlayalım beraber,  10 dk geç kalmak 15. dk. geç kalmaktan iyidir dimi :) ?

BI Functionality vs Ease of User 2009 by Gartner



BI Functionality 2009-Gartner

Gartner'ın 2009 yılında yaptığı genel olarak tedarikçilerin iş zekası araçlarının fonksiyonalitesini ve özellikle kullanım kolaylığını değerlendirdiği bir slide'i  görebilirsiniz.
Şaşıranlarınız olabilir,lakin gerçekten de büyük tedarikçiler olarak adlandırılanlardan Microsoft hariç (ki ben buna da şaşırdım) hiç birinin yüksek skor alamadığını görmekteyiz.
Bunu yorumlamak çok kolay, çünkü her geçen gün kullanıcı profilinin değiştiği bir kitlede halen geleneksel ve eski yaklaşımlarla bir yerlere gidilemeyeceğinin iyi bir göstergesidir. Zaten çok uzun olmayan bir süre sonra bunların temel sistemler içinde yok olup  gideceğini düşünmekteyim.

QlikTech gibi bir tedarikçi İsveç diyarlarından çıkıp bu büyük tedarikçiler arasında her türlü politik ve ticari savaşa rağmen böyle bir raporda liderliğe oturabiliyor. Ben bunu aynen siyaset gibi algılıyorum. Bugün vatandaşı dinleyen, her türlü popülüst yanlış yaklaşımlara rağmen sahaya, vatandaşa, kullanıcıya oynayan , onların çıkarlarını düşünenler azanacaktır. Bugün iş dünyasındaki tüm sorunlar power point veya flash tanıtımlar ile çözülseydi,  hayat ne kolay olur dimi? E biz ne yapardık o zaman :)

7 Nisan 2010 Çarşamba

Kimin verisini kimden saklıyoruz ?

Bugün karşılaştığım  önemli bir gözlemimi hemen paylaşmak istedim.

Türkiye’nin çok önemli kurumlarından birisinde yeni nesil iş zekası üzerine bir toplantıda idik. Nitekim sohbet ve sunumlar sonrasında konu binlerce kullanıcıya açıılması muhtemel yapılar üzerinde tartışılırken, yapılan bazı yorumlar dikkatimi çekti ! Yorumda kendilerinin son kullanıcı olarak görülen bilgiyi açmaya çalıştıkları kitleye,  çok
statik bir şekilde bazı raporların önceden hazırlanmış ve yorumlanmış bir şekilde önlerine koymaya çalıştıklarını söyledi. Nitekim daha önceki tecrübelerinde çok fantazi ekran veya kullanımların kullanıcıyı işinden öte ekran başında zaman geçirip, asıl işi olan sahadan alıkoyduğuna şahit olduklarını iletti. Bizler bugün 2010 yılı ve sonrasını konuşurken son kullanıcı kitlesinin artık kolluklarla çalışan muhasebecil gibi (saygımız sonsuz :)) facebook, blog, twitter, internet 2.0 dünyasını çok çok aktif kullanan deyim yerindeyse dış dünya ve bilgi ile sürekli iletişim halinde olan bir kullanıcıya dönüştüğünü konuşmuyormuyuz ? Peki performans beklenen bu kitlenin önüne kendisine dair veri ortamı açılması gerekirken, onun kendi performasını artırma veya sorunları analiz etmesi beklenirken, bu yorum ne anlama geliyor ? Analiz etme, kurcalama ben senin yerine bakarım, sadece 3-5 rapor al geçmişe bak devam et demek mi? Peki bunu söyleyen çok tecrübeli bir C-Level bir yöneticinin bu yorumunu gözardı etmek mümkün mü ? Tabiki değil, fakat şahsi fikrim, çok tutucu düşünüldüğüdür. Bu örneği cep telefonları çıktığında hepimizin belirli bir yaşın üzerindeki ebevynlerimize ilk aşamada kullanımını öğretmede yaşadığı zorluğu ama ilerleyen zamanlarda hayatımızın bir parçası haline gelmesidir.
Bugünün dünyasında bu tür statik yaklaşımlarla ilerlemek mümkün değildir. Bu şekilde bir yaklaşım çalışıyor olsa, bugün binlerce kişi çalışan kurumları belirli kitlelerin yönettiği üst birimlerle yönetmek ve performanslarını artırmak mümkün olurdu. Oysa ilaç sektöründe sahadaki tıbbı mümessil gibi,
sigorta şirketlerinde sahadaki police imzalayan, FMCG de dükkan dükkan gezen satış arabası gibi , performans artırımı mutlaka ve mutlaka SON nokta olan kullanıcıdan geçer. Hiç süphe yokki merkezi birimlerin tayin ve optimize edilen performans yönetim ve monitörleme Sistemleri, yeni  yaklaşımları performansa  etki etmekle birlikte, stratejiyi hayata geçiren yine bus aha birimleridir. Dolayısıyla  bu saha birimlerine kendilerini bile ölçemedikleri bir sistem sunmadığınız yada onları bu aşamada zorlamadığınız takdirde-hatta teknoloji ile beslemediğiniz takdirde” bugün  1 numara olan yerinizi çok hızlı kaybetmeniz süpriz olmaz . ” Technology enables business” artık çok ciddi bir anlam taşımaktadır. Yılların tecrübesi bu yöneticiyi kesinlikle inkar etmiyor ama deyim yerindeyse biraz “challenge “ etmek istiyorum. Bilgi paylaştıkça anlam ifade etmiyor mu? Yaşanan tecrübelerin hepsinin önlemleri uygun pratik yaklaşımlarla mümkün. Siz siz olun, bırakın verileri asıl sahibine.. Gartner'in dediğini, "veriye paranız gibi davranın. yatırım yapmaz yani kullanmaz iseniz, değeri geçer gider" :) Bakmayın halen şeffaf değiliz, bir  praitk örneği daha kısmet olursa paylaşıcam. Şimdiden tiyo bir cümle vereyim " Evet herkes hiç bir veriyi manipüle edemesin, tabi Genel Müdür Yardımcılarına kadar !" :) Bana Mark Twain'in sözünü yine hatırlatıyor " Get your facts first, then you can do whatever you like " :)




Business Intelligence 2.0: Are We There Yet?

Mükemmel bir özet, kaçırılmaması gereken bir yazı olduğunu düşünüyorum.

BeyeNETWORK: Business Intelligence 2.0: Are We There Yet?

5 Nisan 2010 Pazartesi

IDC Business Intelligence Summit Turkey Istanbul Dec 9 - 2010

Yes, it is me in the picture talking about new youth generation and how next  generation of BI is being adopted by such generation. (honestly, ı had not seen it until some has shown me couple days ago :))

I have been giving google, i-pod/apple examples for almost two years for usage of BI to emphasize "simplicity", which QV is the father of  such approach; and now happy to see that almost all other vendors have started to give the same messaging:)

we should be sincere about realities and applaud the people who came up with new idea instead of copying it and we should still hope to see new things in BI vendors for simplicity. I believe that it can be still much more simple, so there is still way to go. why? business does  not stop, so does new demands, requirements  etc. keep working on guys. I love to see new desirable things which make business simpler.  












 IDC BI Summit Hyatt Regency Dec 9 2010  

Kamu'da İş Zekası - Business Intelligence in Government (April-2010)


Global arenada İş Zekasının en öne çıktığı nitekim bir çok tedarikçinin de ısrarla önem verdiği sektörlerin başında kamu gelmektedir. Yine uluslararası markete baktığınızda başarı öykülerinden "best-practise" dediğimiz en iyi örneklerde de kamu örnekleri  çok öne çıkmaktadır. Türkiye'de ise malesef bu konu yeni yeni biraz daha öne çıkmaya başlamakla beraber, halen arzu edilen seviyede değil.Dışı seni içi beni yakar misali durummlar oldukça fazla, bu da "hiç mi güzel şeyler yok" sorusunun ötesinde bir gerçek. Tabiki var! 

Artık Türkiyemizde de güzel projeler kamu sektöründe yapılmakta ama gerek ihale kanunu gerekse de Ankara'nın iş yapma modeli halen bu projelere arzu edilen tepkiyi veremiyor.  Yazımda birazda kibarca değindiğim bir çok gerçeği sektörü iyi takip edenler anlayacaklardır.
 
Sabreden derviş muradına ermiş değilmi:)





Daha büyük resim için

3 Nisan 2010 Cumartesi

Number of people using BI

Boris Evelson üşenmemiş iş zekası kitlesini saymış, isteyenler katılabilir :)
Number of people using BI | Forrester Blogs

6 Fundamentals of Effective Collaboration |


6 Fundamentals of Effective Collaboration | TalentCulture

Son dönemlerde giderek artan popüleritesi ile "collaboration" konusunun temel ilkelerini iyi yorumldağını düşünüyorum ve benim sürekli altını çizdiğim "kültür" konusundaki hassaslığını da sevdiğim için paylaşmak istedim. Türkçeye işbirliği birliktelik olarak çevirebiliriz ama bunun öncesinde istemem ve bu temller bence çok çok önemli. 

How to Argue Effectively - Workplace


Bu makaleyi günümüz iş dünyasında büyük küçük  ortaklık içeren tüm kurumları düşünerek sunmak istedim. Nitekim insana dair olduğu için mutlaka okumanızı tavsiye ederim!!

Bugün bir gerçek varki şirketler ilk kurulduklarındaki dengeler ile ilerleyen zamanlardaki süreç içinde herşey aynı kalmıyor. İş hayatını uzun bir yolculuk olarak düşündüğünüzde kimi zamankoşup kimi zaman yorulurken, kimi zaman farklı yol arkadaşları edinebiliyorsunuz. Makaleden çıkarılması gereken mesaj ise, görüş farklılıkları yaşanan durumda bence ilk durumu belirlemenin çok sağlıklı yapılması ve deyim yerindeyse ilişkiler zedelenmeden bir nefes alınması gerekiyor. Yazının geneline katılmakla beraber, her zaman olduğu gibi kültürel farklılıklar ve bunun üzerine kişisel karakter yapısının çok öne çıktığı bir durumdan konuşuyoruz şu an.  Özelliklede tepe yöneticiliği yada şirket sahipliği yapan kişilerde yıllar içinde otomatikman oluşan değişik aoralara nasıl tepki verdikleri, kişisel farkında oldukları ve daha kötüsü olmadıkları EGO larını nasıl yönettiklerini, yaşanan sorunları kişisel ortam/sorunlarından ayrı tutup tutamadıkları içinde bulunulan durumu daha zor yada kolay hale getirebilir.

Şahsi fikrim günümüz iş dünyasında tek başına iş yapılması hemen hemen imkansız. Bir savaş gibi aynı yola baş koyan komutan ve askerlerden oluşan bir dünyadayız. Belirli bazdaki güven duygusunun kolay kolay karşılanamadığını düşündüğümüzde, yıllar içinde oluşturulan bu duyguları ve ilişkileri kolay çöpe atılmaması, bilakis bu ortam ile savaşılması gerektiğini düşünüyorum. Bugün İstanbulda doğanımız, Van da büyüyenimiz, Karadeniz kanı taşıyanımız hepimiz farklıyız ama Tanrının verdiği akıl , insan olmanın verdiği  humanizm, profosyonel ve iş adamı olmanın  bilgisini birleştirerek daha fazla alternatifli çözümler bulunması mümkündür.  En iyiyim demeyeceksiniz, en akıllıyım demeyeceksiniz, tıpkı ben bu işi yapamam demeyeceğiniz gibi denemeden !...nitekim bu herşey için geçerli değil mi ki? Evliliklerden arkadaşlıklara... :)  Hatanun mahsus olduğu da bilgisayarı da yapan insan ise , bunların üstesinden niye gelmeyelim ki :) Oysa zaman geçip yangın sönünce o kadar farklı düşünülüyor ki..gelin iyi birliktelikleri zamanında anlayıp, çiçek gibi sulayalımne fazla ne az ilgi gösterelim:)
 
Page 1 - How to Argue Effectively - Workplace

2 Nisan 2010 Cuma

Dashboard Insight - Next Generation Dashboards

Bu Microstrategy analistinden bir  yazı ama güzel bir özetleme yapılmış. Şahsi fikrim yazının bütünü QlikView ve QlikView benzeri yaklaşımlarıdestekliyor. Bugün gelinen noktada dashboard denilen kavram artık işin, birimin yada hangi fonksiyondaki kişiden bahsediyorsa oradaki kişinin işini yönetmesi için gereken bilginin kendi istediği şekliyle ve limitler olmadan sunulması anlamına geliyor. Bu şekilde geçmişle karşılaştırıldığında ise çok farklı anlam taşıyor. (rapor, OLAP, görselleme, detay vs.) . Verinin hacminden bağımsız terk ortam ve tek önyüzden olması ise çok önemli olup asıl hedef teknoloji kullanmak değil, kişinin istediği sorunun cevabını almak olduğu unutulmamalıdır. QlikView' son derece güzel ve taklitsel olmayan bir yaklaşım ile başlaması takdire şayan onlarında bu yaklaşımı ilerletmesi geliştirmesi gereken yönleri var, duyduğumuz kadarı ile de buna eğiliyorlar. "Innovation" çok önemli ama kullanılmayan yada kullanımı zor ve değer getirmeyen buluşa da gerek yok:)
Dashboard Insight - Next Generation Dashboards - Page 1

Including Unstructured Text in the Data Warehouse

Biz bunu yıllardır söylüyor konuşuyoruz. üstad Bill Inmon da güzel özetlemiş tekrar, aslında eski konu.  2006 yılında bunu genel olarak ilk tanıttığımızda tabi aklımızda teknolojisinin bu konuda daha olgunlaşacağını düşündük. Türkçe başlı başına önemli bir konu tabiki. Hemen hemen her zaman önden bir sorunla karşılaşıyorsunuz:) Dilin semantiğini iyi anlaması vs. zor konular ama bu kadar detaya gitmeden bile gerçekten çok şeyler yapılabilir ve hepside gerçekten katma değerli çok iyi bir şekilde projelendirilebilinir. Ama müjdem var merak etmeyin, Türkçe destekli , bu alandaki çok olgun teknolojiler ile ilgili olarak Arge ve çalışmalarımız var, az sonraaaaaaaaaaaaaaa

BeyeNETWORK: Including Unstructured Text in the Data Warehouse

1 Nisan 2010 Perşembe

Sosyal Mesdanın 10 sorunlu noktası - The Ten Plagues Of Social Media

Şahsen çok ilgimi çok çeken , özellikle sosya medyanın içerik bilgisinin önemli bir kurumsal bilgi olması nedeniyle kurumlara çok özel kazanımlar sağlayacağını düşünüyorum.Fakat yazıda değinenenler son derece önemli ve hassas konular. Benim ise özellikle eklemek istediğim, bu konunun lokal marketlerde yada Türkiye gibi halen insan ilişikilerinin çok önemli olduğu toplumlarda hassaslığının arttığını düşünmekteyim. Mutlaka ve mutlaka insan olacak , olmalı ama bir internet ve internet toplumu gerçeği ile yola çıkılarak  aradaki balans korunmalı diye düşünüyorum. İlkel ve tamda aynı örnek olmasada bugün hangimiz çapru merkezlerininn hepsinin dijital agent olup otomatik mesajlar vermesini isteriz, bir şekilde hemen konusmak isteriz. (basit bilgiler hariç tabiki, ozellikle sorun çözmek için)
bizlerde dikkat edelim diye paylaşmak istedim.
MediaPost Publications The Ten Plagues Of Social Media 03/30/2010

From Vision to Reality at SAP's NetWeaver BI Conference | The Intelligent Enterprise Blog

 Cindi Howson nın makalesi denk geldi . Keza çok kibar ve politik yazmış doğal olarak am açıkcası BusinessObjects üzerine kitabı olan birisi ve daha önceki yazılarını takip ettiğim için aradaki cımbız kelimelerine dikkat ettim.  Ayrıca bulunduğu yer vs Amerika olduğunu düşününce , lokal market için acaba durum daha mı vahim 
From Vision to Reality at SAP's NetWeaver BI Conference | The Intelligent Enterprise Blog